Basın Haberleri

Hamileliğinin 22. haftasında kontrol için gittiği hastanede, bebeğinde 20 binde bir görülen akciğer rahatsızlığına bağlı sıvı birikimi nedeniyle hamileliğin sonlandırılması gerektiği bildirilen Aynur Gölcük doktorları bile şaşırttı.

İzmirli iki çocuk annesi Aynur Gölcük yaptığı açıklamada, hamile olduğunu öğrendiğinde büyük mutluluk yaşadıklarını, oğulları Tamer ile Kadir`in kardeşlerinin doğumunu beklemeye başladığını söyledi.

Olumlu sonuç alınan tarama testlerinin ardından 5,5 aylık hamileyken hastaneye kontrole gittiğini anlatan Gölcük, "Renkli ultrason çekildi. `Akciğerinde kist var, kalbi sola itili, midesinde asit var. Heyete yönlendireceğiz ve büyük ihtimal çocuk yaşamaz` dediler" diye konuştu.

Heyet görüşmesi sonrası gebeliğin sonlandırılmasına karar verildiğini ifade eden Gölcük, şöyle konuştu:

"Gebeliğin sonlandırılmasına itiraz ettik ve gebeliğin gözetim altında devam edilmesi kararı verildi. İki hafta sonra çekilen ultrasonda bebeğin akciğerindeki kistin çapının büyüdüğü tespit edildi. Yeniden heyete çıkmam gerektiği söylendi. Heyete girmek istemediğime dair imzalı belge verdim. 4 doktora daha gittik, `Karnında ölür ya da doğar doğmaz ölür` dediler. Bebeğim ne kadar yaşarsa yaşasın gebeliği sonlandırmak istemedim. Prof. Dr. Serkan Güçlü`ye başvurdum. Gebeliği sonlandırma taraftarı olmadığını söyledi ve gebeliğimin sonuna kadar her hafta takip etti. Hamileliğin sonuna doğru rahatsızlandım ve iki kez karnımdan sıvı alındı. Evde istirahat ederek doğumu bekledim."

"YAŞAYACAK MI KORKUSUNDAN KIYAFET BİLE ALAMADIK"

Aynur Gölcük, aylar süren endişeli bekleyişin ardından doğumun gerçekleştiğini anlattı.

Adını "Ömer" koydukları bebeklerinin, beklediklerinden çok daha sağlıklı şekilde dünyaya geldiğini vurgulayan Gölcük, şunları kaydetti:

"Serkan hoca, doğum anında her şeye hazırlıklı olmamız gerektiğini söyledi. Bebek doğduğunda yaşarsa solunum desteğine bağlanması gerekebileceği için hazırlık yapıldı. Çok şükür desteğe ihtiyaç duyulmadı. Doğumda kalbim çarpıyordu. Bebek doğdu ve Serkan hoca `Emeğimizin karşılığını aldık` deyince çok umutlandım. Bebeğime hiçbir şey almadım, `Yaşasın da her şeyini alırız` dedik. Ağabeyleri de evde bekliyorlar. Doğumdan sonra bir kere görebildim, o da yeter. Allah doktorlarımızdan razı olsun. Bu ana kadar sevdiklerimizin duasıyla geldik."


Baba Özkan Gölcük de sıkıntıyla geçen 9 ayın ardından kavuştukları bebeklerini sağlıkla evlerine götürmek istediklerini söyledi.

"20 BİNDE BİR GÖRÜLEN BİR RAHATSIZLIK"

Prof. Dr. Serkan Güçlü de Aynur Güçlü`nün, bebeğinin akciğerinde 20 binde bir görülen "Kistik adenomatoid malformasyon"a bağlı ağır seyreden nonimmun hidrops (Tüm vücut boşluklarında sıvı toplanması) tanısıyla başvurduğunu belirtti.

Kritik durumdaki bebeğin anne karnında yaşamını yitirme tehlikesiyle karşı karşıya olduğuna dikkati çeken Prof. Dr. Güçlü, "Maalesef başvurduğu hastanelerde gebelik sonlandırması önerilmiş bir olguydu. Durumu değerlendirdik, bebeğin şansı olabileceğini hastaya anlattık ve takip altına aldık" dedi.

Bebeğin, deri altı dahil vücudunun her yerinde sıvı birikmesi bulunduğunu, annenin de hamileliğin ileri dönemlerinde rahatsızlandığını ifade eden Prof. Dr. Güçlü, şöyle devam etti:

"Anne nefes alamaz hale gelince karnındaki sıvıyı iki kez müdahalelerle azalttık. İlaç tedavisi uyguladık ve anne rahatladı. Bebeğin kalbindeki, akciğerindeki, karın boşluğu ve cilt altındaki sıvı azaldı. Normalleşen bir duruma geldi. Akciğerinde kist olduğu için doğduktan sonra müdahale edebilecek şekilde hazırlıklarımızı yaptık ancak bebek müdahaleye gerek kalmadan nefes aldı ve makineye bağlanmadı. Yenidoğan yoğun bakımda takip ediyoruz. Gerek görülürse akciğerine müdahalede bulunulacak. Çok pozitif bir sonuçla karşılaştık. Bebek, akciğerindeki rahatsızlığın değerlendirmesi tamamlandıktan sonra sağlıkla yaşayacak."

Anne karnında ağır bir tablo sergileyen Ömer bebeğin herkesi şaşırttığını vurgulayan Prof. Dr. Güçlü, şunları kaydetti:

"Bu vaka ile gördük ki hastalara şans verilmeli çünkü anne karnında canlı bir bebek var. Ömer bebek, `Bebeği alalım` yoluna gitmeden önce gerçekten düşünüp, ona bir şans verme noktasında çok güzel bir örnek oldu bizler için de. Sonuçta Allah takdir ediyor. Meslek yaşamımda bir kez daha benzer bir vaka ile karşılaşmıştım ancak Ömer bebek, bu denli gelişim gösteren ilk vaka. Beklediğimizden çok daha sağlıklı dünyaya geldi. Vakayı bilimsel yayın olarak da paylaşacağız."